Cam katı mı, sıvı mı?
Dokunulduğunda sert ve katı bir malzeme olan, gevrek ve kırılgan yapılı cam inanmayacaksın ama kimya terminolojisinde “sıvı” olarak tanımlanır. Çünkü camın, ısıtıldığında nitelikleri tamamen değişir, madde yumuşamaya başlar ve eğer yeterli derecede ısıtılırsa su gibi akıcı olur.
Cam füzyonu da nedir?
Şeffaf ve renkli cam soğukken istenilen formda kesildikten sonra, belirlenmiş şekle göre yerleştirilip, cam için özel olan fırınlarda 750 - 900 derecede pişirilir. Yapılan bu işleme de “cam füzyonu” denir.
Füzyon tekniği tamamen el işidir. Bu yüzden objelerden biri diğerine benzer, ama asla aynı olmaz.
Bu teknik, insanlık tarihinin en eski cam tekniklerinden biridir ve eski Mısır’da 4500 – 5000 yıl önce kullanılmıştır. Aynı dönemlerde bu teknik Anadolu’da da kullanılmıştır. Özellikle Konya Karatay Medresesi Müzesi ve Ankara Sanat Müzesi’nde bu eserleri görmek mümkündür.
Daha sonraları unutulmuş olan bu teknik, 1930’lu yıllarda Amerikalı bir sanatçı tarafından tekrar kullanılmaya başlanmış ve bugünkü teknolojiyle, batı kültürünün sanat çevrelerinde yerini almıştır.
Türkiye’de cam işçiliği
Türkiye’de cam işçiliğinin geçmişi, Selçuk ve Osmanlı dönemlerine dayanır.
Selçukluların doğudan Anadolu’ya göç ettikleri dönemden kalma bazı cam ürünleri, müze koleksiyonlarında yer almaktadır.
Osmanlı döneminde ise cam sanatı oldukça ilerlemişti. Bu ilerleme, İstanbul’un fethinden sonra daha da artmıştır. İstanbul Eğrikapı’da bir cam yapım merkezi açılmıştır. Daha sonraları Eyüp, Balat, Ayvansaray, Beykoz, Paşabahçe ve Çubuklu mevkilerinde çok farklı çeşitlerde cam üretimi yapan cam atölyeleri kurulmuştur. III. Selim döneminde, bir Mevlevi usta İtalya’ya gönderilmiş ve bu usta döndüğünde İstanbul’da bir atölye açmıştır. Çalışmaları arasında en popüleri Çeşm - i Bülbül olmuştur. Ülkemizde, ilk ulusal fabrika, Cumhuriyet döneminde Paşabahçe’de “Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.” adı ile kurulmuş, bunu birçok şirket takip etmiştir.
Çeşm - i Bülbül
Geleneksel olarak üretilen Türk cam ürünü “Çeşm - i Bülbül” dür.
Çeşm - i Bülbül, “Venedik Filigrano Tekniği”nin Türkçe adıdır.
Anadolu atölyelerinde ustaların ürettiği Çeşm - i Bülbül’ün tekniği, bugün cam endüstrisinin ilerlemiş yöntemlerinin bile geçemediği bir tekniktir.
Çeşm - i Bülbül tekniği, hata kabul etmeyen bir tekniktir. Hata yapıldığında düzeltmek neredeyse imkânsızdır. Bu yüzden son derece büyük yetenek gerektiren bir işlemdir. Ürünün oluşundaki her işlem titiz bir şekilde yürütülmeli ve ürün kısa bir zamanda bitirilmelidir.
Teknik şu şeklide işler:
- Pipo denilen demir bir çubuk, fırında eriyik halde bulunan cama batırılır.
- Pipo bütün camı toplamak için döndürülür.
- Cam potadan ayrılır, ocak dışında şekillendirilir ve soğutulur.
- Bu şekilde biraz daha soğuk olan toplanmış cam, düzenli şekilde bir araya getirilmiş renkli cam çubuklar ile hazırlanan bir kalıba sokulur ve üflenir. Böylece çubuklar cama yapışır.
- Ürüne son şekli kalıp içinde verilir, döndürme işlemleri büyük bir titizlikle yapılır. Daha sonra ürün soğutularak metal çubuktan ayrılır.
Cam boncuk
Anadolu halkının yaygın bir şekilde ürettiği cam ürünü ise cam boncuklardır.
Cam boncukları elde etmek için küçük fırınlar ve bu fırınlarda mutlaka odun ateşi kullanılırdı. Boncuklara elle kullanılan çok basit birkaç aletle form verilirdi ve bu şekilde renkli güzel boncuklar üretilirdi.
Güvercin şişe
Türk cam sanatının en önemli ürünlerinden biri de “güvercin” şeklinde üretilen cam şişedir. Bu ürün yüksek yetenek gerektiren birleşik tekniklerle üretilmiş olup cam sanatı için son derece önemli bir üründür