GENÇ OGRETMEN
ANASAYFA
İLETİŞİM
ONLiNE DERSANE
KARİYER
EGİTİM
KULTUR-SANAT
HOBi
SPOR
GEZi
MUZiK
SAĞLIK
YAŞAM
=> Internetini tanı!
=> Can Sıkıntısını Faydalı Zamana Çevirmek İçin...
=> İş'te Gurmet
=> Kış Modası
=> Bloglayın
=> Gribi iyi beslenerek atlatın
=> Hayatlarımız ve Standartlar
=> Beden dilimiz bizi ele veriyor
TEKNOLOJi
SİNEMA
KiTAP
ALTERNATiF TIP
EGLENCE
OYUNLAR
ARŞİV
GÖRÜŞ KABİNİ
TOPLiST
DiNi YAZILAR

Ekol Hoca Din dersi Matematik Nişanlık Modelleri
Gribi iyi beslenerek atlatın

Gribi iyi beslenerek atlatın

Gribi iyi beslenerek atlatınKışın geldiğini ilk gösteren şey nedir? Yağmur? Buz? Kar fırtınası? Sakın sınıfta arkanızdan gelen hapşırık sesleri olmasın? Kış mevsimi demek, grip mevsimi demek. Havalar biraz soğumaya başladığında en zayıflarımız hemen şifayı kapar. Daha güçlü bünyelere sahip olanlar ise etraftan gelen bu mikrop taarruzuna daha fazla direnemez ve onlar da hasta olur.

Grip sezonu resmi olarak ekimde başlıyor, mayısa kadar sürüyor. İlk zamanlar fazla önemsenmeyen problem, yeni yıl akşamını hasta geçirenlerin sayısına göre ciddiye alınıyor. Her kış beş kişinin en az biri grip oluyor. Neyse ki bu yıl grip salgını yok ama etrafta herkes soğuk almış durumda. Siz de daha iyi beslenerek bünyenizi güçlendirebilir, gribe yakalanmadan kışı geçirebilir, okulunuzdan, işinizden gücünüzden, arkadaşlarınızdan olmayabilirsiniz.

Grip, virüslerden kaynaklanan bir rahatsızlık. Bu virüs ateş, baş ağrısı, yorgunluk, kaslarda acı, kusma, ishal, ağrılı boğaz, kızarmış burun, öksürük ve hapşırık olarak size geri dönüyor. Soğuk algınlığına neden olan bir sürü virüs var ve çoğunun belirtileri gribe yakın ama uzmanların en çok endişelendiği kış hastalığı grip, çünkü hızla bulaşıyor.

Zamanlara göre gribe karşı alınması gereken ilk önlem aşı olmak. Burun spreyi şeklinde bir sistem de var, ancak aşıyı en küçük eczanede bile olabilirsiniz. İğneden korkan bazılarımız için aşı hoş bir deneyim değil, yumurtaya alerjisi olan bazılarımız için ise aşı yaptırmak imkânsız. Peki bu insanlar nasıl sağlıklı kalacak? Elinizi normalden daha sık yıkamak, gribe yakalanmış arkadaşlarınızdan bir süre uzak durmak, bol bol dinlenmek iyi alternatifler, fakat bu savaş sırasında doğru beslenmezseniz bunların hiç faydası yok, o virüs er geç sizi bulacaktır. Eğer doğru besinleri alırsanız, bünyeniz virüsle savaşacak kadar kuvvetli olacaktır.

Gribi iyi beslenerek atlatınC vitamini: Hepimizin bildiği bir çözüm. C vitamini sayesinde kandaki akyuvarlar, erken evrelerinde virüsle kolaylıkla başa çıkabiliyor. Bildiğiniz gibi C vitamini için en popüler kaynak narenciyeler. Günde bir bardak portakal suyu, ihtiyacınız olan tüm C vitaminini size sağlar. Dikkat etmeniz gerekenler, eşit miktarda portakal ve greyfurt sıkmak, sıktıktan hemen sonra taze taze içmek ve portakal hakkınızı mümkünse sabah kahvaltısında kullanmak. Portakal ve greyfurt’un en büyük hayranları değilseniz kivi, çilek, kırmızı biber, brokoli, üzüm (çekirdeğiyle ama) yiyebilirsiniz. Suda çözüldüğünden fazlası vücuttan atılır, bu yüzden günlük almanız gerek. Tablet olarak alındığında en az faydalı olan vitamindir ayrıca kendileri.

Çinko: T hücrelerinin sayısını artırır, bu da enfeksiyonla daha kolay mücadele etmenizi sağlar. Çok ünlü olmasa da çinko, bağışıklık sisteminin sağıklı çalışması için ihtiyaç duyulan en önemli elementlerden biri. Eksik miktarda çinko almak, sizi enfeksiyonlara karşı dirençsiz kılacağı gibi koku alma duyunuzu zayıflatıyor. Kırmızı et, tavuk, balık, midye, yumurta, süt ürünleri, fındık, bezelye, iyi birer çinko kaynağıdır. Bütün bunlardan günde toplam 200 gram alıyorsanız endişe edecek bir durum yok. Çok fazla alırsanız limona bir bakır çubuk ve parmağınızı batırın, düşük seviyede elektrik üretin.

Gribi iyi beslenerek atlatınA vitamini: A vitamini sizin için acayip iyi bir şey ama gribal bakımdan ele alırsak burnunuzun içini yapış yapış tutarak mikropların daha ileriye gitmesini engeller. Vücudunuz portakal, havuç, kayısı gibi turuncu yiyeceklerdeki karoteni A vitaminine dönüştürebilir. Olgunlaşmamış çilek, domates gibi turuncu yiyecekler sayılmıyor elbette! Ispanak, pazı, kara lahana gibi koyu yeşil bitkilerde de bol bol karoten mevcut. Yumurta, ciğer, süt ürünlerinden de direkt alabilirsiniz. Bütün bu saydıklarımızdan toplam yarım kilo yerseniz bir A vitamini deposu olursunuz. Vücutta biriktirilebilen bir vitamindir ve kansere karşı önemli bir koruyucudur. Eksikliği, burun kadar cildin diğer yerlerinde de kuruluğa yol açar, görme duyunuzu zayıflatır, doku onarım hızınız düşer.

E vitamini: E vitamini, bağışıklık sistemini olumlu yönde etkiler. Hücre duvarlarını kuvvetlendirdiği için virüsler vücudunuza istedikleri zararı veremez. Saçlarınızın pırıl pırıl, tırnaklarınızın kuvvetli olması da yanınıza kâr kalır. En güçlü antioksit olduğu iddia ediliyor. Güneş ışığında bulunur ama kışın bu şekilde bir yere varamayız değil mi? O halde kuru incir, fındık fıstık ceviz badem çekirdek, zeytinyağı, ıspanak, muz, brokoli, soya sütü, arı sütü, kereviz, mısır, müsli tüketiyoruz. Tüm bunlardan toplam 100 gram yediyseniz içiniz rahat etsin.

L-theanine: Vücuttaki virüslerle mücadele eden hücrelerin sayısını artırarak bağışıklık sisteminizi güçlendiren bir amino asit. İşin iyi yanı ise, en çok millî içeceğimiz çayda bulunması. Bu madde, karaciğer tarafından etilamin adlı bir moleküle dönüştürülüyor ve böylece kandaki t hücreleri sayısı artıyor. Günde beş bardak çay içenlerin kanlarında beş kat daha fazla t hücresi oluyor. İşin ilginç kısmı ise o sağlıklı bitkisel çaylarda değil, bildiğiniz siyah çayda bulunması. Sıcak çayın hayranı değilseniz size buzlu çay yapmayı öneriyoruz. Ama kışın sıcak sıcak limonlu bir çay daha iyi gitmez miydi?


REKLAM ALANI

Reklamı Kapat
Bugün 81 ziyaretçi (114 klik) kişi burdaydı!

Zirve100 Site ekle
Eğitim
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol