GENÇ OGRETMEN
ANASAYFA
İLETİŞİM
ONLiNE DERSANE
KARİYER
EGİTİM
KULTUR-SANAT
HOBi
=> iyi yemek yapmanın sırları
=> dijital video montaj
=> Hayvanlarımızın Bakımı 1
=> Hayvanlarımızı beslemek 2
=> trekking 1
=> trekking
=> model araçlar
=> pratik yemek tarifleri
=> takı yapımı
=> akvaryum dünyası
=> sağlıklı yaşam
=> DJ'lik
=> oyun
=> fotoğrafçılık
SPOR
GEZi
MUZiK
SAĞLIK
YAŞAM
TEKNOLOJi
SİNEMA
KiTAP
ALTERNATiF TIP
EGLENCE
OYUNLAR
ARŞİV
GÖRÜŞ KABİNİ
TOPLiST
DiNi YAZILAR

Ekol Hoca Din dersi Matematik Nişanlık Modelleri
trekking

Nacaklı – Sudüşen / Gemlik

Parkur: Nacaklı’dan başlayan yürüyüş, dere boyunca devam ediyor. Parkur, içinde yüzülebilen kaya havuzlarını ve minik şelaleleri içeriyor. Sudüşen Şelalesi’ne varana dek yer yer zorlu geçişler yapmayı göze alın.
Ulaşım: Midibüs ile 3.5 saat
Yürüyüş süresi: 4.5 saat.
Yürüyüş mesafesi: 18 km

Günübirlik zor parkurlar

Bir noktadan başlayıp farklı bir noktada biten parkurlardır (trans). En az 5 - 7 saat yürümeyi göze alın. Dere içi yürüyüşü, kaygan taşlardan yürümek ve sürekli ıslanmak bu parkurların zorluğu oluşturur. Genellikle bele kadar ıslanılır. Bu nedenle sıcak havalarda tercih edin.

Kimi zaman katılımcılar ile birlikte keşif turları yapılır. Bu turlarda, rehber daha önce bu parkuru yürümemiştir fakat genel olarak nereden başlanıp nerede biteceğini ve kabaca hangi rotada yürüyeceğini bilir. Bu parkurlarda yürüyüş süresi kesin olarak bilinmez.

Doğançay / Adapazarı-Geyve

Parkur: Doğançay boyunca orman içi patika ve dere içi yürüyüşü yapılır. Doğançay parkurunda dere içi yürüyüş bölümü hayli zor. Orman yolundan rahat bir yürüyüşle ya da dere içinden maceralı bir geçişle şelaleye ulaşılabilir.
Ulaşım: Midibüs ile 3.5 saat
Yürüyüş süresi: 5 saat
Yürüyüş mesafesi: 12 km.

Çal Deresi / Yalova - Samanlı Dağları

Parkur: Yalova - Armutluk civarında denize dökülen Çal Deresi, kaynağını Samanlı Dağları'ndan alır. Çal Deresi boyunca yer yer şelaleler bulunur. Dere içinden ve kıyısından yürünebilir. Oldukça zorlu bir dere parkuru olan Çal Deresi çevresinde kaya tırmanışı için uygun alanlar da mevcut.
Ulaşım: Midibüs ile 4 saat
Yürüyüş süresi: 4 saat
Yürüyüş mesafesi: 12 km

Sansarak Kanyonu / İznik

Parkur: İznik'e 17 km mesafede. 1000 metre yükseklikte bulunan Sansarak, beş yüz yıllık bir dağ köyü. 7 kilometre uzunluğundaki kanyonda yer yer zorlu kaya geçişleri ve bele kadar suya girmeyi gerektiren göletler bulunuyor. Suyun debisinin çok yüksek olduğu aylarda kanyon içine girmeyip, üstünden yürümekte fayda var. Bu zorlu gezi sonrası çevreden çilek toplamak istiyorsanız, haziran ayında gitmeniz öneriliyor.
Ulaşım: Midibüs ile 3.5 saat
Yürüyüş süresi: 5.5 saat
Yürüyüş mesafesi: 11 km

Çubukgöl – Sülüklügöl / Bolu – Göynük

Parkur: Çubukgölü 1000 metre yükseklikte bulunuyor. Buradan yürüyüşe başlayarak çam ormanları arasından, yaklaşık 1800 metredeki Sülüklügöl Yaylası’na çıkabilirsiniz. Yaylanın olağanüstü manzarasına hazır olun. Daha sonra bir orman içi patikası kullanılarak Sülüklügöl'e inilebilir. Zor bir parkur olmakla birlikte doğal güzellikleriyle büyüleyici. Doğanın en cömert hâline tanık olmak istiyorsanız, ilkbahar ve sonbahar ayları öneriliyor. Cumartesi günü giderseniz Taraklı pazarından değişik köy ürünlerinin yanısıra yörenin kaşık, oklava gibi meşhur şimşir ürünlerden de satın alabilirsiniz.
Ulaşım: Midibüs ile 4 saat
Yürüyüş süresi: 8 saat
Yürüyüş mesafesi: 18 km

Aygır Deresi / İzmit – Sapanca – Maşukiye

Parkur: Aygır Deresi kısa ama zor bir parkur. Parkur başlangıcında çok kaygan ve dik bir yamaçtan iple çıkış yapılıyor. Derenin suyu çok bol değil ama dere yatağı dik ve kaygan kayalarla dolu. Bu nedenle gerçek bir macerasever değilseniz Aygır Deresi’nden uzak durun!
Ulaşım: Midibüs ile 2 saat
Yürüyüş süresi: 4 saat.
Yürüyüş mesafesi: 8 km

Yanında neler olmalı?

Tüm outdoor sporlarında olduğu gibi trekking’de de inceden kalına giyinmek çok önemli. Örneğin ilkbaharda ince bir t-shirt, üstüne ince bir eşofman üstü, onun üstüne de ince bir mont giyebilirsin. Hava şartları yer yer değişeceğinden, sen de kıyafetlerini ona göre giyer ve çıkarırsın.

Kıyafetlerin yünlü olmasına dikkat etmelisin, pamuklu giyecekler çabuk ıslanır ve geç kurur, bu yüzden pek tercih edilmemelidir. Trekking esnasında önemli olan, vücut ısısının sabit tutulması. Ani değişimler sağlık için zararlı. Ayrıca üşümek de terlemek de sakıncalı. Terlemeyi önlemek için havayı dışarı veren, fakat vücudu sıcak tutan gözenekli kıyafetler tercih edilmeli. Isının en çok kaybedildiği kafa bölgesi de, daha dikkatli korunmalı ve mümkün olduğunca şapka ve bere kullanılmalı. Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise, alt kıyafetler. Kot pantolon dayanıklı ve rahat bir izlenim yaratıyor olabilir. Fakat trekking için kesinlikle tavsiye edilmiyor. Çünkü kot pantolon sıcak tutmaz ve çabuk kurumaz. Kot pantolon yerine, kadife pantolon veya yünlü pantolonlar tercih edilmeli.

Kıyafet seçiminde çoraplar bile büyük önem taşıyor. Mevsim koşullarına göre çorap seçmek ve her gün için en az bir çorap bulundurmak önemli. Kışın yün çoraplar tercih ediliyor. Mevsimine göre de, çoraplar inceden kalına değişiyor. Çorapların ayak ile bot arasında bir taban olduğunu da hesaba katarsak, çorap deyip geçtiğimiz şeyin bile, trekking için ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz.

Ayakkabılara gelince; farklı amaçlar ve bölgeler için farklı ayakkabılar bulunuyor: Yürüyüş ayakkabısı, dağ ayakkabısı, zorlu yürüyüş ayakkabıları ve yol dışı ayakkabılar. Bu ayakkabıların bilekli olmasına dikkat etmek gerekiyor, herhangi bir denge bozulmasında bilek burkulmalarının önüne geçilmesi açısından bileklikli ayakkabı tercih etmek çok çok önemli! Bir de ayakkabı satın alırken gerçekten ayağına tam olan ve rahat hissettiğin ayakkabıyı almalısın ve buna emin olana kadar da ayakkabıları denemeyi sürdürmelisin.

Eğer bir bütçe ayıracaksan

Günübirlik bir yürüyüş için yeni giysiler alacaksanız, hayatınızı kolaylaştıracak bazı avantajlı ürünler var:

  • Su tutmayan, dayanıklı, nefes alma özelliği olan microfiberden yapılmış giysiler,
  • Entrant ya da lycralı pantolonlar,
  • Polar iç çamaşırı, sweat-shirt, mont, eldiven, bere, çorap vb. Polar, ıslansa bile ısıtan bir malzeme olduğu için sporcular tarafından tercih ediliyor.
  • Isıtan ama hava alan, teri dışarı atan, yumuşak termal iç giysiler,

     

    • Entrant ya da gorateks denilen kumaşlardan üretilmiş, içine su moleküllerini değil hava moleküllerini alan, terletmeyen mont ve yağmurluklar,
    • Dörtte bir sertlik derecesi olan, vibran tabanlı, gorateks malzeme kullanılmış ayakkabı. İçine yün çorap giyebileceğinizi de göz önünde bulundurarak, yarım ya da bir numara büyük almanız yararlı olacaktır.

    Yanınızda taşıyacağınız malzemeler

    Day hiking yapmaya karar verdiğinizde, henüz bilmiyor olsanız da kısa molalar vereceğiniz uzun bir yürüyüşe çıkıyorsunuz demektir. Her gereksiz yük daha fazla yorulmanıza neden olacağı için mevsim koşullarına uygun olarak size önerilenin dışında fazla eşya taşımayın. Bir acenteyle gidiyorsanız, onların önerilerine kulak verin.

    • Küçük boy bir çanta
    • Matara veya pet şişede su
    • İhtiyaç varsa; el feneri, çakı
    • Yazın güneş gözlüğü ve güneş kremi
    • Küçük bir ilkyardım seti
    • Tercihen fotoğraf makinesi

    Çoğu day hiking parkurunda dere içi geçişler vb. gibi ıslak bölümler olabilir. Bu nedenle hem çantanızı, hem de çantanızın içindeki eşyaları sudan korumak için yanınıza birkaç boş poşet almanızda yarar var.

     

    Deneyimler

    Savaş Bat

    AKUT kurucusu, Kadıköy Anadolu Lisesi Doğa Sporları Kulübü (KALDSK) Eğitmeni

    Savaş Bat, Türkiye’nin ilk trekkingcilerinden biri. Trekking’e, 1983 yılında Kaçkarlar’da pratikten yetişerek başlamış. Öğrencilik yıllarında baş gösteren dağcılık tutkusunu bugün yaşam tarzı hâline getirmiş. Aynı zamanda emekli biyoloji öğretmeni olan Bat, Kadıköy Anadolu Lisesi’nde kurduğu Doğa Sporları Kulübü’yle gençleri alternatif doğa sporlarıyla tanıştırıp, arama kurtarma ekipleri yetiştiriyor.

    Kadıköy Anadolu Lisesi’nde öğrencilere dağcılık ve arama kurtarma eğitimi veriyorsunuz. Niçin dağcılık?

    KALDSK (Kadıköy Anadolu Lisesi Doğa Sporları Kulübü)’nün aktivitelerinin iki amacı var: Biri doğaya gitmek, diğeri TAMT (Toplu Afet Müdahale Timi) eğitimi alarak afet durumlarında müdahale etmek. Dağcılık eğitimi alan çocuklar daha dayanıklı oluyor, refleksleri daha fazla gelişiyor. Bu nedenle bu çocuklar arama kurtarmada başarılı olabiliyor. Ben çocukları doğaya getirip götürüyorum, dayanıklılıklarını deniyorum. Ondan sonra arama kurtarma eğitimi almaları için bir programa tabi tutuyorum.
    Ataşehir’de AKUT’un İskender Iğdır Eğitim Birimi var. Burada onlara TAMT eğitimi veriyoruz. 15 günlük eğitimin sonunda bir sertifika alıyor ve uygulamaya geçiyorlar. Uygulama başka eğitimlerde mankenlik - asistanlık yapmak şeklinde gerçekleşiyor. Mezun olan öğrenciler üniversiteye girdikten sonra dönüp kulüple ilgilenmeye başlıyorlar. Çünkü ben onları o şekilde şartlandırdım. Hem Ataköy’de, Hem KALDSK’da çalışmaya devam ediyorlar.

    Doğadaki aktiviteleriniz nasıl gerçekleşiyor?

    15 günde bir 5-8 saatlik doğa yürüyüşleri yapıyoruz. Serindere’ye, Maşukiye’ye, Keltepe’ye ve Çal Deresi’ne gidiyoruz. Sabah saat sekizde yola çıkıyoruz, akşam dokuz buçuk civarında, müthiş bir tatmin duygusuyla eve dönüyoruz.

    Öğrencileriniz dışında kendiniz için de trekking yapıyor musunuz?

    Öğrenciler olmadığı zamanlarda da yürüyüş yapıyoruz. Dağların alçak geçitlerinden geçerek vadilere gidiyoruz. Oradan bir başka vadiye, istersek başka bir vadiye daha... Her güne bir vadi ayırabiliyoruz. Yüksek irtifada gittiğimiz vadiden geri dönmeyerek trekking yapıyoruz. Trekkingde amaç her gün vadi değiştirmek ve çıktığınız vadiden geri dönmemektir. Bunun için önceden plan yapıyoruz. Krokilerimiz var; buradan çıkacağız, şu geçide gideceğiz, o geçitten şu yaylaya geçeceğiz gibi. Ben beş yıl boyunca bu şekilde trekking yaptım. En kısa trekking, iki gece üç gün sürüyor. 15 güne kadar çıkabilirsiniz ama çok zor. Çünkü kalacağınız süre boyunca yiyeceklerinizi ve kamp yükünüzü sırtınızda taşımak zorundasınız. Trekking çok zor bir şey. Günübirlik doğa yürüyüşlerinden farklı. Ama inanılmaz doğa manzaraları görüyoruz, hatta film yetiştiremiyoruz.

    Uzun süren trekking sonrası geriye dönüş zor oluyor mu?

    Döndükten sonra sarhoş oluyorsunuz. Beyninizin boşalması sizi inanılmaz rahatlatıyor. Severseniz bir daha kopamıyorsunuz. Bu nedenle ilk gidiş çok önemli. Eğer ilk gidişte severseniz bir daha kopamıyorsunuz. Sizin için sürekli bir adrenalin kaynağı oluyor. Bağımlı oluyorsunuz. Mutlu olmak için ona ihtiyaç duyuyorsunuz.

    Dağlarda olmak size nasıl bir tatmin sağlıyor?

    Bu benim yaşam tarzım. Tutkum. Gidemediğim zaman dağların rüzgârını özlüyorum. Çadır fermuarını açarken onun sessizlikte çıkardığı sesi özlüyorum. Çocuğum üç yaşındayken bile onu sık sık doğaya götürüyordum.

    Peki, dağlarda vahşi hayvanlarla da karşılaşabilirsiniz?

    Türkiye’de vahşi hayvanlar tabii ki var ama şimdiye kadar hiç kimseye saldırdığı duyulmamış. Korkuyu biz kafamızda yaratıyoruz. Bir seferinde üç kadına rehberlik yapmıştım. Dağda geceliyorduk. Gecenin bir saatinde horlama sesi duymaya başladım. Yanımda bir öğrencim vardı dinledim, o değil. Diğer çadıra seslendim, yanınızda horlayan var mı, diye. Orada da yok. Meğer onların çadırının yanını bir ayı toprağı kazıyormuş. Kafa fenerimi çıkardım ve çadırı açmaya cesaret edemediğim için feneri çadırın içinde sallamaya başladım. Işığı görünce gitti. Kazdı kazdı ve çekti gitti. Silah vardı yanımda ama kullanmayı düşünmedim.

    En sevdiğiniz parkurlar?

    Yazın Kaçkarlar. Kışın Aladağlar, Erciyes ve Ağrı. Ben doğayla iç içe olmayı yaşam tarzı hâline getirdim. Sistemli olarak dağlara gidiyorum

     

    Hiç tehlike geçirdiniz mi?

    Kış mevsimi... Dağlardayız... Sis geldi, ortalığı kapladı. Biz bir tümseğin arkasına geçtik. Yavaş yavaş açılmaya başladığında, bastığımız yerin hemen yanında gözenekler oluştuğunu gördük. Kar her yeri kapatmış ama dikkatli baktığınız zaman o açıklığı ve gölün üzerinde oluşan gözenekleri görebiliyorsunuz. Hep beraber göle düşebilirdik. Tabii korkunç bir şey olurdu. Yazın böyle bir korku yok, rahatça göllerde yüzebiliyoruz. Çok soğuk olmakla birlikte biraz kulaç atınca alışıyorsunuz. İlk başta vücudunuz biraz acıyor, çıkınca vücudunuzu birden ateş basıyor. Çok güzel bir duygu...

    Bülent Saraloğlu

    Buklamania Outdoor Sports kurucularından, rehber, 1973 Rize doğumlu olan Bülent Saraloğlu, Bilkent Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunu. Ancak o, dağlardan kopmamak için turizm sektöründe çalışmayı tercih etmiş.

    Day hiking turlarınız öncesi eğitim veriyor musunuz?

    Ön eğitim vermiyoruz. Çünkü günlük doğa yürüyüşleri için eğitim çok gerekli değil. Parkurları kolay, orta ve zor diye üçe ayırdık. İlk kez katılanlara kolay parkurları öneriyoruz. Bu parkurlar yürümekten ibaret, dolayısıyla hiçbir teknik bilgi gerektirmiyor. Zor parkurlarda ise tur esnasında gerekli uyarıları yapıyoruz. Zor bir parkur olan Sansarak Kanyonu’nu ele alalım. Genellikle yaz döneminde tercih edilen, dere geçişli bir parkurdur. Bele kadar suya girilip kayalardan inerek, dere yatağından yol alınır. İnsanlara turdan önce şöyle yürüyün, şu şekilde adım atın, bunlara dikkat edin, aranızdaki mesafe şu kadar olmalı, başınıza herhangi bir şey gelirse şöyle yapın, gibi o günü ilgilendiren teknik bilgiler veriyoruz.

    Giyimle ilgili uyarılarınız neler?

    Günübirlik turlarımıza uyarılarımıza rağmen, kot pantolon ve kösele ayakkabıyla gelen çok insan oldu. Zor da olsa parkuru tamamlayabildiler. Ama bu konudaki uyarıları dinlemelerini öneririm. Pahalı malzeme konusuna gelince; insanlara bu sporu sevdirmek istiyorsak pahalı malzeme almaları konusunda baskı yapamayız. Ancak öneri getirebiliriz.

     

    Yürüyüşlere katılanlarda ne gibi özellikler olması lazım?

    İnsanların hem fiziksel, hem ruhsal özellikleri çok önemli. Fiziksel olarak bir rahatsızlığın olmaması lazım. Sağlık sorunu olan insanlar da bu işi yapabilirler ama biz acente olarak o sorumluluğu almak istemeyiz. Kalp rahatsızlığı, yüksek tansiyon gibi rahatsızlığı olan insanlar yürüyüşte zorlanıp sıkıntı çekebilirler. Bu nedenle sağlıklı olmak şart. Sağlığı yerinde olup aşırı kilolu olan insanlar da yürüyüşte zorlanabilirler. Ama elbette herkesi boyuna, kilosuna göre ayrı tura koyma şansımız yok. Böyle katılımcıları uygun turlarımıza yönlendiriyoruz. Turlara iki rehberli gittiğimiz için de bir rehber gruba, bir rehber de onlara eşlik ediyor. Böylelikle turda aksama olmuyor. Ruhsal açıdan ise, doğanın şartlarına hazır olmak lazım. Bu işe başladığımız yıllarda karda, çamurda Sülüklügöl’e giderdik. İnsanlar çok hevesliydi. Şimdilerde tura götürdüğümüz insanlar “Ay yorulduk, daha yürüyecek miyiz, nereden geldik, keşke gelmeseydik” diye yakınıyor. Çünkü gerçekten istedikleri için değil, ne olduğunu bilmeden oradan buradan duyup moda diye gelmişler. Bu kişiler grup psikolojisini kötü etkiliyor.

    Çevrenin kirlenmemesini nasıl sağlıyorsunuz?

    “Ne kadar güzel çiçek, ne kadar güzel ağaç, ne kadar güzel böcek” diye fotoğraflar çekip doğaya içtiği kolanın kutusunu bırakıp giden insanlar var. Böyle kişiler uyarılarımızdan bile rahatsız olmuyorlar. Bu gibi engel olamadığımız durumlarda onların çöpünü biz taşıyoruz.

    Hava durumu nasıl etkiliyor bu turları?

    Hava yağmurlu veya bulutlu olduğunda, ‘hastalandım’ bahanesiyle gelmekten vazgeçenler oluyor. Hava kötüyse tur yapılamayacağı zihniyeti yanlış. En kötü hava koşullarında bile turlar yapılır. İnsanlar sabah pencerelerinden bakıyorlar, hava bozuksa vazgeçiyorlar. Oysa gideceğimiz parkur kilometrelerce uzakta olabiliyor. Bulunduğunuz yerden yağmurlu havada çıkıp güneşli bir havada parkur tamamlanabilir.

    Zor bir parkur talebiyle gelen tecrübesizleri “bu size uygun değil, size şu turumuzu öneriyoruz” diye yönlendiriyor musunuz?

    Bunu tam olarak anlayamıyoruz. Hiç ummadığımız insan bizden bile iyi çıkabiliyor. Ama görünüşüne bakıp da keçi gibi dağa taşa çıkar, dediğimiz insan da yarı yolda tıkanabiliyor. İki rehberli gittiğimiz için tıkanan, yürüyemeyen insanlarla rehberlerden biri ilgileniyor, yavaş yavaş ilerliyor ya da daha ileri gitmek istemiyorsa geri dönüyorlar. Ama bugüne kadar ben parkuru tamamlayamayan birine rastlamadım.

     

    Acil durumlar olduğunda ne yapıyorsunuz?

    Rehberler ilkyardım konusunda bilgili, dolayısıyla ilkyardım rehberler tarafından yapılıyor. Daha fazlasına gerek varsa en yakın yerleşim biriminden yardım çağrılıyor. İstanbul civarındaki parkurların büyük çoğunluğunda cep telefonu çekiyor. Telsiz var ama daha çok kendi aramızdaki iletişimde kullanıyoruz. Uzun süreli, haberleşme olmayan turlarda ise uydu telefonu kullanıyoruz. Tabii, doğanın risklerini göze almak zorundasınız. Hiç kimse size doğada garanti veremez. Nasıl sokakta yürürken başınıza bir şey düşmeyeceğini bilemezseniz, doğada da ayağınızın kayıp kaymayacağını, düşüp başınızı bir taşa çarpıp çarpmayacağınızı bilemezsiniz. Bu riski göze alıp gelmek lazım. Yabancı ülkelerde bu durumların acenteyi bağlamaması için katılımcıya bir sözleşme imzalatılıyor. Türkiye’de böyle bir uygulama yok. Çünkü, bu işe ilgi duyan üç - beş kişiyi bu tip sözleşmelerle korkutmak istemiyoruz.

    Siz nasıl başladınız?

    Lise çağlarında Rus pazarlarından aldığımız çadırlarla yayla turu yapardık. Arkadaşlarla kendi aramızda toplanıp giderdik. Daha sonra bir yakınımın İstanbul’dan getirdiği arkadaşlarını gezdirdim. Talep artınca tura dönüştürdü. Burada rehberlik yapmaya başladım. Yardımcı rehberlikten başladım, tur operatörlüğüne kadar ilerlettim. Bir baktım sektörün içindeyim. 2000 yılında arkadaşım Okan Yenigün’le Buklamania’yı kurduk. Doğa sporları sektör olarak çok prestijli ama kazanç olarak çok düşük. Çünkü Türkiye’de müşteri portföyü dar. Bizler, kitle turizmi yapan firmaların yanında minicik kalıyoruz. Günübirlik turlarımızı istediğimiz potansiyelde satamıyoruz. Hafta sonları bir araba zor kalkıyor. 1998-2000 dönemindeki yoğunluk artık yok. Türkiye’de doğa sporları desteklenmiyor. Futbol için yapılan tanıtımın yüzde biri doğa sporlarına yapılsa Türkiye’den Uğur Uluocak, Nasuh Mahruki gibi yüzlerce dağcı, kanyoningci, paraşütçü, sörfçü çıkacaktır. Bunun bir spor olduğuna insanları alıştırmak zaman alacak.

    Doğa sporlarıyla uğraşmak günlük hayatınıza nasıl yansıyor? Bu nasıl bir yaşam biçimi?

    Biz de çoğu insan gibi sigara içiyoruz. Spor salonlarından çıkmama gibi bir durumumuz yok. Doğada yaptığımız spor bize yettiği için şehirde ayrıca spor yapmıyoruz. Kış dönemi yoğun geçmediği için biraz hantallaşıyoruz ama yazın çok aktif olduğumuz için bu sorun çözülüyor.
    Bu sporun en büyük avantajı dayanıklılığımızın fazla olması. Kolay hastalanmıyoruz. Kilo almıyoruz. İşin ilginç tarafı; dağda hiç hastalanmıyoruz ama şehre inince direncimiz düşüyor, hemen hastalanabiliyoruz. Yine de zorlu koşullara alışkın olduğumuzu söyleyebilirim.

     

    Peki bu sporlarla uğraşmak sizin ruh hâlinize nasıl yansıyor, size nasıl bir tatmin sağlıyor?

    Ben üniversitede kamu yönetimi okudum ama bu işi yapıyorum çünkü çok seviyorum. Aslında bu işi dağlardan uzak kalmamak için seçtim. Ancak bir rehber olarak şu an kendim için dağa gidemiyorum. En büyük sıkıntım bu. Tek başıma ya da arkadaşlarımla, hiç kimsenin sorumluluğunu almadan dağa gitmeyi özledim. Dağa rehber olarak gittiğinizde herkesin yemeğini, bulaşığını, çadırını düşünmek zorundasınız. Dağda kendim için yemek yapmayı özledim. Doğayla baş başa olmaktan büyük keyif alıyorum. Emekli olur olmaz ya da kendimi emekliye ayırır ayırmaz büyük ihtimalle dağlarda, yaylalarda yaşayacağım. Bu bir hayat tarzı. Yaşanır ama anlatması zor. Size şöyle söyleyebilirim; yoğurt mayalayıp, ekmek pişireceğim...

    En sevdiğiniz yer Kaçkarlar mı?

    Evet, orası benim memleketim. Çok seviyorum. Ayrı bir bağım var. Sadece benim değil, oraya götürdüğümüz insanların yüzde doksanın en sevdiği yer. Kaçkarlar’ı her gören, ‘hayatımda gördüğüm en güzel yer’ diyor...

    Turlar

    www.ogzala.com

    Gemlik’ten Yalova’ya Kapıorman Geçişi, Domuzderesi ve Balkaya gibi sıradışı parkurlara sahip şirket, katıldığınız gezi fotoğraflarınızı yayınlamanız için web alanı barındırıyor. Günü birlik turların sizi kesmemesi hâlinde, kurumun hafta sonu ve diğer özel turlarını öğrenmek için internet sitesine başvurabilirsiniz.

    www.arnika.com.tr

    Menekşe Yaylası, Nüzhetiye, Çiğdem Yaylası, Erikli Yaylası, Yanıkdere, Abant, Aytepe, Sülüklügöl, Balaban, Seyrek – Kerpe, Kıyıköy, Yeşilçay, Sudüşen, Sultanpınar Yaylası, Serindere, Elmalık, Kuşlukaya – Kurudere ve Polonezköy gibi birden çok noktaya day hiking ve hafta sonu turları düzenleyen şirkette fiyata bütün ulaşımlar, sabah poğaça ve meyve suyu, öğlen verilen lunchbox, ki içinde sandviç, meyve suyu, meyve ve enerjinizi ikiye katlayacak olan bir gofret var, rehberlik ve giriş dahil.

    www.bukla.com

     

    Day hiking turları dışında otel ve pansiyon konaklamalı turlar da yapan merkez, yenilenen parkurlarıyla sizin hayatınıza da renk getirmeyi planlıyor. Gezilerin ulaşımı, rehberlik, sabah ikramı, öğle yemeği, giriş ücretleri ve diğer ikramlar ücrete dahil. Yorulmaya başlamanız için ise minimum on kişiye ihtiyaç var.

    Linkler

    www.adrenalin.com.tr

    Ayakkabıdan tutun batonlara, karabinalardan tutun omuz cüzdanlarına kadar tüm doğa sporu aktivitelerinde ve konaklamalı festivallerde kullanılacak malzemelerin satışı yapılıyor.

    Adrenalin Selamiçeşme, Bağdat Caddesi No: 200/3, 81030 Selamiçeşme, İstanbul
    Tel: 0216 386 78 64
    Adrenalin İstanbul Sahrayıcedit : (Merkez Ofis, Posta ve internet siparişleri)
    Tel : 0216 386 33 35
    Adrenalin İstanbul Beşiktaş :
    Tel / Faks : 0212 260 60 02

    www.adventurerepublic.com

    LaFuma ve O’Neil gibi markalarda yaptığı büyük indirimlerle doğa sporuna olan dostluğunu bütçeniz için de sürdüren markanın internet sitesinde on-line alışveriş yapmak da mümkün.

    Adventure Republic, Akkavak Sok. No: 9 Nişantaşı, İstanbul
    Tel: (0212) 291 57 19

    www.atlaskamp.com

    Özellikle kampanya ürünleriyle yüz güldüren markanın sitesindeki doğa resimleri de “orada” olmayı fazlaca tetikleyici. Türkiye’nin neresinde olursanız olun online alışveriş imkânı ve kargo hizmeti tabii ki baki.

    Atlas Outdoor, Karaköy Meydan Aksu İşhanı No:4 Karaköy, İstanbul
    Tel: (0212) 252 32 82 – (0212) 2523283


REKLAM ALANI

Reklamı Kapat
Bugün 6 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!

Zirve100 Site ekle
Eğitim
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol