Miskinliği Bırak, Spor Yapmaya Bak...
Öyle her şeye üşenir, doğal beden aktivitelerini dahi yapmazsan, atalarından miras kalan güçlü anotomik yapını ve direncini kaybeder, hastalıklı ve mıymıntı bir kişiliğe bürünürsün. Çağın yeni hastalık gurubu “Hypokinetic Disease” (hareket azlığı hastalıkları) seni esir alır.
İnanmayacaksın ama bu hastalıklar günümüzde en çok can alan hastalıklar gurubunda yer alıyor.
İşte, bu hareket azlığı ile başa çıkman, yaşam kaliteni yükseltmen, fiziksel anlamda günlük yaşam etkinliklerini daha kolay yapar hale gelmen “yaşam boyu spor” ilkesini benimsemenle mümkün olacaktır...
Öyleyse spor, spor, gene spor...
Spor; sağlıklı yaşam demektir, ama spor yapabilmek için de sağlığın belli bir seviyede olması gerekir.
Spora başlamadan önce rutin sağlık kontrolünden geçmek gerekir. Spor, çok faydalı ve sağlıklı bir aktivite olmakla beraber bireyler fiziksel sağlığına uygun sporu yapmalıdır. Bunun için de en iyi yol; bir doktora gidip kendimiz için en uygun sporu seçmek, spor yaparken dikkat edilecek noktaları öğrenmektir. Bünyenin kaldıracağından fazla spor da zararlıdır... Dozunu iyi ayarlamak gerekir!
Spor bedenin enerjisidir!
Spor bedenin ihtiyacı olan enerji demektir, çünkü her hareket enerji harcaması ve enerjiye ihtiyaç demektir. Spor yaparken bedenin enerji tüketimi artar, enerji üretiminde de bir hızlanma meydana gelir.
Koşma mucizesi...
Koşmak bir ilaç olsaydı, birçok insanın servet ödeyeceği “mucize bir hap” olurdu...
Koşmayla gelen hayat kalitesine bedava sahip olabilirsin...
Oh ne güzel!
İstediğin her şeyi ye, zayıf ve sıkı bir vücuda, uyanık ve dinç bir zihne sahip ol...
Yaşam sevinci dolu, capcanlı yaşa...
Sonbahar-kış aylarında soğuk algınlığına meydan oku...
Bütün bunlara her gün sadece 30 dakika, doğru ritimle tempolu koşarak sahip olabilirsin.
İşte ben mucize diye buna derim...
Tempolu ve yavaş koşmakla vücudun kendini yağ yakmaya programlar ve şeker kullanımı tamamen beyne kalır. Beyin düşünebilmek için glikoza ihtiyaç duyar. Kaslarıyla değil de beyniyle çalışanlar uzun süre hareketsiz kaldığından, glikozu kasları için yakıp, kan şekerinin düşmesine sebep olur. Glikozun yokluğuna beyin çok duyarlıdır. Hemen kişide yorgunluk, konsantrasyon eksikliği görülür. 3 aylık düzenli koşu yaptığında kan şekerinin düzeyi sabit kalır. Glikozun yardımına ihtiyaç duymadan yaptığın işlere uzun süre konsantre olabilirsin.
En kalıcı diyet!
Az yemek yiyerek yapılan diyetler çoğu kez etkisizdir.
Vücutta var olan yağlar ancak kaslarda ve yüksek oksijen yokluğunda yakılabilir. Her gün tempolu olarak koşarsan, 12 hafta sonunda, vücudun 225 kalorilik saf yağ yakacak, vücut kimyanı değiştirecek ve bu zaman sonunda istediğini yiyecek ve tabii hiç kilo almayacaksın... Çünkü yağlar erimiş gitmiş ve kas kütlesi artmıştır.
Sana mutlu bir haber daha!
Düzenli olarak tempolu koşarsan koşudan dönüp yatakta yatsan bile vücudun yağ yakmaya devam edecektir.
