Evvel zaman içinde...
Tenisin tarihine baktığımızda çok eski zamanlara gidiyoruz. Eski Mısır ve Yunanlılarda modern tenisle benzerlikler gösteren oyunlar oynandığı ve birçok mağarada resimlere rastlandığı söyleniyor. İlk oynayanların topa elle vurdukları rivayetler arasında. 12. yy’da ise zengin İngilizler ile Fransızların üstü fileyle kaplanmış salonlarda bu oyunu oynadıkları biliniyor.
1872’de ilk tenis kulübü Binbaşı Harry Gem ve Augurio Pereira tarafından İngiltere’de kurulur. 1874 yılında ise Binbaşı Walter Wingfield Yunanca bir kelime olan “sphairistike” ismiyle bu oyunun patentini alır. Ardından İngiltere Başbakanı Arthur Balfour’un önerisiyle bu spora “çim tenisi” denmeye başlanır.
Zamanla bu spor kadın erkek geniş kitleler tarafından oynanır ve çok yaygınlaşır. Adı çim tenisi olmasına rağmen çimde, toprakta ve salonda da oynanır. 1923 yılında bu sporun kuralları belirlenir ve Uluslararası Çim Tenisi Federasyonu kurulur. 1977’de de Federasyon, isminden “Çim” kelimesini kaldırır ve Uluslararası Tenis Federasyonu (ITF) olarak ismini değiştirir.
Türkiye’de ise bu spor 1923 yılında kurulan Türkiye Tenis Federasyonu ile resmiyet kazandı. Şu an ülkemizde çok yaygın olmasa da, tenis, bilinen ve takip edilen bir spor. Bunda tabii ki ilki 2005 yılında düzenlenen ve büyük ses getiren WTA tur ayağı İstanbul Cup tenis turnuvasının da payı büyük.
