GENÇ OGRETMEN
ANASAYFA
İLETİŞİM
ONLiNE DERSANE
KARİYER
EGİTİM
KULTUR-SANAT
HOBi
SPOR
GEZi
MUZiK
SAĞLIK
YAŞAM
TEKNOLOJi
SİNEMA
KiTAP
ALTERNATiF TIP
EGLENCE
OYUNLAR
ARŞİV
=> Osmanlıca dersleri
=> İslami fontlar&jijler
=> Evren bilim / Kozmik bilinç
=> Kozmik ve Beşeri Devinimler
=> Nefes Alma Teknikleri
=> CANLI YASAMIN TEMELI VE BILINCLI SIFA ENERJISI: SU
=> GİRİŞİM PRENSİBİ ve ESİR TEOREMİ
=> Kundalini Belirtileri Ve Semptomlari
=> ILAHI NUR: Bir Sunus
=> Dünyaya Zarar Vermeden Yaşamak
=> Kozmik Beden temizliği
=> Kozmik Işınlar Üzerine
=> Ankaranın Turistik Yerleri
=> ARABALAR
=> Aşık Veysel şatıroğlu Hayatı
=> Asit Yağmurları
=> Atmosfer Nedir?
=> Atomun Tarihi
=> Aya ikinci insan
=> Ayasofya Hakkıda
=> Aylar ve Anlamları
=> Azot ve Karbon Döngüsü
=> ASTROFİZİK
=> Uzun Evliliğin Formülü
=> kapadokya nasıl oluştu?
=> 18 Mart Çanakkale Zaferi
=> Kornea Nakli
=> Akupunktur Nedir
=> Bilgisayarı Kim Buldu Tarihçesi icadı
=> Bilim Ve Teknoloji
=> 1071 1453 arası önemli savaşlar olaylar
=> Ekran koruyucu indir
=> Winamp skinler
=> Beyaz Perde Yaratıkları
=> Dinozor Müzik Grupları
=> Sokakta gerilla işi sanat
=> Küresel ısınma
=> İklim değişikliğinden neden korkuyoruz?
=> Küresel ısınmanın etkileri
=> Böyle giderse neler olacak?
=> Kimler sorumlu?
=> Küresel Isınma ve Türkiye
=> Kyoto Protokolü
=> Fotoğraflarla Küresel Isınma
=> Neler Yapabiliriz?
=> Küresel Isınmaya Karşı Duranlar
=> Kaynakça
=> Herkesin kalbine giden yol midesinden geçer!
=> Kolayından Çin yemeği hazırlıyoruz
=> Çorbada tuzumuz olsun
=> Vitaminli yazı
=> Aşçıbaşı Testi
=> Mutfak canavarı
=> Modern Türk mutfağının kahramanı
=> Ah çikolata!
=> Baharat karnavalı, Hint mutfağı
=> Gözünüzü 4 Açın
=> Programlar
=> Kriptoloji
=> Michael Jackson
=> Reenkarnasyon
=> Mistisizm
=> Parapsikoloji
=> Atlantis
=> insan Beyni Allaha inanmaya Programlanmis
=> Kuran Bilimi Kurtardi
GÖRÜŞ KABİNİ
TOPLiST
DiNi YAZILAR

Ekol Hoca Din dersi Matematik Nişanlık Modelleri
Kyoto Protokolü

Kyoto Protokolü

Kyoto ProtokolüKyoto Protokolü, iklim değişikliğine neden olan karbondioksit emisyonlarını azaltmaya yönelik eylem stratejilerini ve yükümlülükleri düzenleyen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS) ilave niteliğindeki uluslararası bir çevre anlaşması.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin iki eki bulunmakta. Ek I’de serbest pazar ekonomisine geçmiş Doğu Avrupa ve eski Sovyet ülkeleri ile OECD (İktisadi Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) üyesi ülkeler, Ek II’de ise sadece OECD üyesi ülkeler yer alıyor. Rio Sözleşmesi olarak da anılan ve 1992’de imzaya açılan bu sözleşmeye göre, tamamının sanayileşmiş olduğu varsayılan Ek I ülkelerinin temel sorumluluğu, küresel ısınmayı önlemek amacıyla sera gazı emisyonlarını azaltıcı politikalar uygulamak ve 2000 yılına kadar toplam emisyonları 1990 yılındaki seviyeye indirmek ve burada tutmaktı. Ek II ülkeleri ise Ek I ülkelerinin yükümlülüklerine ilave olarak bu Ek’lerde yer almayan gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğinin önlenmesi konusunda finansal ve teknolojik destek sağlamakla yükümlü kılındılar. Bu eklerin dışında kalan ülkeler ise emisyon indirimiyle ilgili herhangi bir yükümlülüğe sahip değildi; ancak sera gazı salım düzeylerini bildirmek ve ulusal çapta iklim değişikliğini hafifletme programları geliştirmek zorundalardı.

BMİDÇS gereğince, belirtilen bu amaçların gerçekleştirilmesi, geliştirilmesi ve gözetilmesi amacıyla, her yıl tüm tarafların söz sahibi olduğu “Taraflar Konferansı” düzenlenmesi kararlaştırıldı. Kyoto Protokolü olarak anılan III. Taraflar Konferansı 1997’de Japonya’nın Kyoto şehrinde düzenlendi ve iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik yükümlülükler ve uygulanabilecek sistemler daha detaylı bir şekilde belirtildi. Kyoto Protokolü’nün en önemli maddesinde Ek I’e dahil ülkelerin sera gazı salımlarını 2008-2012 yılları arasında, 1990 seviyesinin %5 altına indirmeleri öngörüldü. 

Kyoto Protokolü’nün hedefleri şu şekilde özetlenebilir:

Atmosfere salınan sera gazı miktarının 1990 seviyesinin %5 altına çekilmesi

Ülkelerin; endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuatlarını yeniden düzenlemeleri

Atmosfere bırakılan metan ve karbondioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinmesi

Kyoto ProtokolüFosil yakıtlar yerine yenilenebilir yakıtların (örneğin; biyodizel) kullanılması

Çimento, demir-çelik, kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemlerinin yeniden düzenlenmesi

Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistem ve teknolojilerin devreye sokulması

Fazla yakıt tüketip fazla karbon üretenlerden daha fazla vergi alınması

Kyoto ProtokolüKyoto Protokolü

Türkiye, 1992 Rio Zirvesi’nden beri prensipte emisyon oranlarının azaltılması fikrine sıcak baktığını belirtmekle birlikte, her iki ekte bulunması nedeniyle ve ekonomik kalkınmasını yavaşlatacağı endişesiyle bu anlaşmaya imza atmadı. Türkiye, uzun uğraşlar sonucu 2001 Marakeş Konferansı’nda Ek II grubundan çıkartılmasına karşın çerçeve sözleşmeyi ancak 2004 yılında imzaladı. Asıl yükümlülükleri getiren Kyoto Protokolü’ne ise henüz imza atmış değil.

Kyoto Protokolü’nün yürürlüğe girmesi için, 1990 yılındaki toplam sera gazı emisyonunun en az %55’inden sorumlu 55 ülkenin imzası gerekiyordu. 2004 Kasım ayına kadar bu koşullara ulaşılamamıştı. Kasım 2004’te Rusya’nın da imzalamasının ardından bu sayılara ulaşıldı ve protokol 16 Şubat 2005 itibariyle yürürlüğe girebildi. Bugün toplamda 175 ülke protokole imza atmış durumda. Protokolü kabul etmeyen az sayıda ülkeden en önemlileri Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Türkiye’ydi. Aralık 2007’de Avustralya’nın da imza atmasının ardından protokolü kabul etmeyen önemli ülkeler olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye yalnız kaldı.

Kyoto Protokolü’nün işlerliği 2012 yılında sona erecek. Bu yıldan itibaren yeni bir protokolün yürürlüğe konması konusunda çalışmalar sürüyor. Bu konudaki en büyük tartışma ise Kyoto Protokolü’nde gelişmekte olan ülkelere emisyon sınırlayıcı hedefler konulmamış olması üzerinde odaklanıyor. Şu anda bazı kalkınmakta olan ülke ekonomileri hızla büyüyor ve atmosfere salınan sera gazı miktarları endişe verici oranda yükseliyor. Örneğin; Çin 2002 yılı itibariyle atmosfere salınan sera gazlarının %13.6’sından sorumlu ve bu oran ABD’den sonraki en büyük ikinci rakam. Aynı şekilde Hindistan %4.2 ile atmosferi en çok kirletenler arasında beşinci sıraya yükselmiş durumda. Yeni protokolün bu tip ülkeleri de içermesi bekleniyor. Şu anki hedef, bütün ülkelere çeşitli yükümlülükler getiren bir yaklaşımın benimsenmesi. Bu yeni durum için de yine büyük tartışmalar yaşanacağa benziyor.

Kyoto ProtokolüPeki, Kyoto Protokolü’nün getirdiği önlemler küresel ısınma sorununu çözebilecek düzeyde mi? Ne yazık ki hayır. Protokolün bilimsel danışmanları işlevini üstlenen Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli uzmanları Kyoto Protokolü’nün eksiksiz uygulanması halinde bile dünyaya en fazla 10 yıl zaman kazandırabileceğini ve küresel ısınmayı durdurabilmek için çok daha radikal önlemlere gerek olduğunu söylüyorlar. Dünya ülkelerinin ilk olarak, küresel ısınmayı durdurabilmek için atmosferdeki maksimum sera gazı düzeyi üzerinde anlaşmaya varmaları gerekiyor. Uzmanlar bunun, bugünkü düzeyin en fazla %50 kadar üzerinde olabileceğini belirtiyorlar. Bilim adamları, atmosferdeki sera gazlarının bugünkü düzeyinde kalabilmesi için emisyonlarda %60-70’lere varan kesinti yapılması gerektiği görüşündeler. En iyi ihtimalle küresel ısınmanın yüzde birini azaltması öngörülen Kyoto Protokolü için bile bu kadar gürültü kopup bu kadar anlaşmazlık yaşandığına göre bundan sonra dünyanın yaşanabilir bir halde kalmasını isteyenlere çok daha fazla görev düşüyor.


REKLAM ALANI

Reklamı Kapat
Bugün 9 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı!

Zirve100 Site ekle
Eğitim
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol